Anayasamızın 128. maddesinde “Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.” Denilmektedir.
Sözleşmeli personelin de kamu hizmeti yapması, kadrolu çalışanlar ile sözleşmeli olarak çalıştırılanların yapılan görev bakımından ayrımın bulunmaması, statü kavramları arasında ayrımların yitirilmesi, sözleşmeli personelin tayin, görevde yükselme gibi bazı haklardan mahrum kalması, iş güvencesi konusunda yaşanan çekinceler, mali haklardaki eksiklikler sözleşmeli personelde görev motivasyonu, iş güvencesi ve kurumsal aidiyet konularında sorunlara neden olmaktadır.
Sözleşmeli personelin çeşitliliği ve ilgili düzenlemelerin fazlalığı birçok kendine özgü statülerin ortaya çıkmasına neden olmakta, anlam kargaşası doğmaktadır. İdarenin bütünlüğü ve yapılan hizmetin genel olarak kamu hizmeti olması bağlamında çok özel durumlar hariç sözleşmeli personel statüsünün hukuki ve kamu yararı temelinde gerekliliği bulunmamaktadır.
Liyakat ilkesine uygun atamaların yapılması, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılması, daha verimli, şeffaf ve hesap verilebilir kamu hizmeti için, adil bir kamu personel düzenlemesi yapılarak,
Bundan sonra 100. Yılını dolduran Türkiye Cumhuriyetinde “Sözleşmeli Personel” tartışmalarının ortadan kalkarak gündemden düşmesi, zaman ve kaynak israfını önlemek için tüm sözleşmeli personelin kadroya geçirilerek Sözleşmeli Statüye son verilmesini talep ediyoruz.
