İlkyazımız ne olsun diye düşünürken,
Bugünlerde öne çıkan bir mağduriyetle başlayalım. İlk, orta, lise derken Üniversiteli de oldular, başardılar özel sektörde istedikleri güvenceyi bulamayınca bir daha çalışmaya başladılar ve KPSS sınavında da başarılı oldular ve Devletin bir teşkilatında göreve başladırlar.
İşlerini özveri içerisinde başarılı bir şekilde amirlerinin ve kurumlarının istediklerini yaparken verilen görevlerden de kaçmadılar amaçları aldıkları ücretlerinin sonuna kadar hak etmekti.
Yeni başladıkları kurumlarını daha ileriye götürmek için mesai harcarken, ne bilsinler kurumlarının özelleştirileceğini, ama oldu kurumları özelleştiği gibi tazminatları ödendi ve sonuçta işsiz kaldılar.
Derken! Devletimiz yine sahiplenmek için tazminatlarını ödeyerek kapı önüne koyduğu özelleştirme mağduru bu çalışanları mağdur etmemek adına tekrar işe alayım dedi ve aldı.
Bu seferde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda olsa da hiç uygulanmayan ne memur ne de işçi olmayan bir durumda 4/C diye olarak göreve başlattı.
Kim bu 4/C’liler? Hatırlayın Ankara’nın soğuk gün ve gecelerinde amaçları sadece mağduriyetlerini anlatmak için kamuoyunu arkasına almak için havuza düşenler, Ankara’nın ayaz gecelerinde çadırlarda konaklayarak gecelerce nöbet tutan bu arkadaşlar tekel işçileri yani 4/C’li dediğimiz yılın belli aylarında çalışanlardı.
Bu arkadaşlar yine Devletine küsmediler, zamanla mağduriyetlerimizi giderir diye düşünerek görevlerini yerine getirdiler ve verilen görevleri en iyi şekilde yapmaya çalıştılar. Neticede mesailerine de ihtiyaç vardı.
Öyle de oldu, yapılan eylem, basın açıklamaları yani mücadeleleri sonucunda önce çalışma süreleri bir yılda 11 aya daha sonra 12 aya çıkarıldı, eksikte olsa tayin hakkı tanındı, eğitimlerine göre ücretlendirmeye gidildi derken, sözleşmeli yani 4/B’li oldular ve en sonunda 4/A kadrosuna atanarak memur oldular.
Ama bu haklarını verirken 657 Sayılı Devlet Memuru kadrosu olmayan İdari Büro Görevlisi ve İdari Destek Görevlisi diye unvan çıkarıp Genel İdari Hizmetler ve Yardımcı Hizmetler Sınıfına atamalarını yaptılar. Bu görevlerini de sahiplendiler ve hiç küsmediler.
Devletimiz sözleşmeli olan bu arkadaşlarımıza 4/A kadrolu olursunuz ya da 4/B sözleşmede kalırsınız diyerek önlerine iki yol koydu. Büyük bir kesimi kadrolu memur oldu, 1500 civarında ise sözleşmeli olarak kaldılar.
Kendileri özveri içerisinde verilen görevleri yaparken, kanunla resen emeklilik kalkmışken, bu sefer de sözleşmeli olarak kalanlar resen emekli edilme durumu ile karşı karşıya kaldılar.
Yine yanıldılar yine mağdur oldular ve olmaya devam edecekler.
Mesela Memurlar.Net’in yaptığı bir haberde Milli Eğitim Bakanlığında memur olamayanlar yani sözleşmeli kalanlar emekli edilirken, Sağlık Bakanlığı emekli edilemezler diye görüş bildiriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı da emekli edilmeleri gerekir demez mi? (Kaynak: Memurlar.Net – Özel 4/C kapsamında iken 4/B kapsamına aktarılan personelin emeklilik işlemlerinde iki bakanlık farklı hareket ediyor)
Aynı kanun aynı yönetmelik aynı görev bir bakanlıkta farklı, bir başka bakanlıkta farklı anlam içerir mi?
Çalışanlar ile artık uğraşmayın, orta yerde duran kanunlarımızı uygulayın yeter. Mağduriyetten mağduriyet yaratmayın. Yeter artık!
Aylardır TBMM Komisyonunda bekleyen teklifi bir an önce hayata geçirin.
Gündemimizde çok farklı konular var diyorsanız o ayrı.
Bizim gündemimiz mağdur olan kamu çalışanlarının haklarını savunmak, onların yanında olmak. Biz bu sendikayı bunun için kurduk ve Hürriyet mücadelesini bunun için başlattık.
Zor da olsa, güç te olsa kurumları ve çalışanlarımızı kırmadan, dökmeden, incitmeden mücadeleye devam edeceğiz. Bunun bilinciyle güzel günler diliyorum.
Selam Olsun Hürriyet Âşıklarına…
İyi ki varsınız.
